Sivas Ağıtı: Demirin Pası, Vicdanın Çığlığı!
Sivas Ağıtı: Demirin Pası, Vicdanın Çığlığı!
Bugün 2 Temmuz. Kanlı bir duman Bursa'dan buraya dek,
İnsanlık yandı Sivas'ta, külü dağılmış, kahpece tek tek.
Hasret Gültekin'in sazı sustu, gençliği bir yara, gönüllerde acı;
Muhlis'in teli koptu, Nesimi'nin sözü kesildi o an acıyla.
Metin'in dizeleri küle döndü, bir şiir boğazımızda düğüm;
Behçet'in düşleri paramparça, bu utanç bitmeyecek ölüm.
Asım'ın bilgisiyle yandı aydınlık, çünkü cehalet bir sel, boğdu bizi;
Güler'in türküsü sustu, zira vicdanlara değdi o kirli eliniz.
Feyzullah'ın umutları bitti, bir kurşun gibi içime işler bu acı;
Muhibe ve Yatır, masum canlar, kanı yerde mi kalır, ey celladı!
Özlem'in gençliği çalındı, adı tarihe yazılı bir direniş, başkaldırı;
Serpil, Gülender, Sehergül; fidanlar devrilmiş, bu nasıl bir kahpeliğidir!
Handan; öfkenin ateşinde erimiş canlar, hesap döner bir gün;
Murat, Ahmet, Mehmet Ali; genç fidanlar, solmuş cananlar, kanlı bir düğün!
Asuman,Nurcan; karanlıkta yitip giden güller, yakan sizdiniz;
Yeşim, Kenan,; boynu bükük kalan bülbüller, susturan sizdiniz!
Meltem, Erdal, Hulusi; acıyla yoğrulmuş her bir ruh, hesap döner elbet;
İnci, Seher, Uğur; geleceğe ışık olan, yanan bir ah, bu lanet!
Sait, Hüseyin, Cengiz; karanlığa meydan okuyan sesler, susmazlar;
Kamil, Mehmet, Hasan; zulme başkaldıran nefesler, unutulmazlar!
Ve Carina, uzaklardan gelmiş, bir misafir, adsız;
Sivas'ın ateşi sönmedi, çünkü hesap sormadan susmayız, anladınız mı kansız!
Otuz üç can... Birer kıvılcımdılar, karanlığı delen yıldızlar;
Unutulmasın diye, hala yüreklerde kor olan bu sızılar.
Hey, bu yangını çıkaranlar! Gözleriniz görmedi mi alevi, ey zalimler?
Bu topraklar unutmaz, ve demirin pası silinir, vicdanın pası deşilmez mi, kahpeler!