Wikipedia

Arama sonuçları

Bir Annenin Umudu Yukarıda Tutuşu.


Sular… Her yudumu hayat veren, her dalgası umut taşıyan okyanuslar, bazen de en derin kabusların aynası olur. Ve o an, işte tam da o an, bir anne için dünya sadece iki parçaya ayrılır: Yaşayan ve yaşatmak zorunda olduğu.

Suyun altında boğuşan bir ruh… Yüzündeki her çizgi, her kas gerilmesi, nefessiz kalmışlığın ve tükenmişliğin çığlığı. Kendi ciğerleri yanarken, kendi bedeni pes etmek üzereyken, yukarı uzanan o tek kol, bir köprü olur karanlıkla ışık arasında. O kol, sadece bir uzuv değildir; o, bir annenin atan kalbidir, bir kadının tüm gücüdür, bir insanın varoluş mücadelesinin ta kendisidir.

Ve suyun üstünde… Minik bir beden, dünyaya yeni açılmış gözler, yaşamı kucaklamak için uzanan masum bir el. O bebek, annesinin son nefesiyle beslenen bir umut fidanıdır. Bilmiyor, hissedemiyor belki de, altında yatan o koca fedakarlığı. O sadece hayata tutunmak istiyor, nefes almak istiyor, güneşi görmek istiyor.

Bu fotoğraf, binlerce kelimeden daha fazlasını fısıldıyor: "Sen nefes al diye, ben boğulmaya razıyım." Bu, sadece bir anın değil, tüm annelerin çocukları için fısıldadığı evrensel bir yeminin fotoğrafıdır. Bir ömür boyu sürecek bir fedakarlığın, bir anlık nefessizlikte dahi asla pes etmeyen bir sevginin, en karanlık sularda bile sönmeyen bir umudun portresi. O el, sadece bir bebeği değil, tüm bir geleceği, tüm bir umudu yukarıda tutuyor. Ve o kadın… O kadın, kendi canından çok, yaşanacak yarınları düşünen tüm kahraman annelerin silüeti… İşte bu yüzden bu görüntü, kalbimizin en derinlerine işliyor. 


Hiç yorum yok